Mole Antonelliana, Torino

Torino Torino Torino...
Anlatılacak çok fazla bir özelliği olmasa da anlatmaktan bıkmayacağım bir şehir, bir yaşam tarzı.. Küçük şehir kültürünün de etkisiyle yaşantısının insanı sıkmadığı aksine huzur verdiği bir şehir.. Simgesi ulusal sinema müzesi..

'Museo Nazionale del Cinema' Torino dendiğinde ilk akla gelen yer. Bir diğer adı ise 'Mole Antonelliana'. İtalyan Mimar Alessandro Antonelliana tarafından yapımına 1863'te başlanan bina, sinagog yapma amacı ile inşa edilmiş, fakat bu süreçte bir başka sinagog inşa edildiği için bu yapı Torino şehrine devredilmiş. Binanın yüksekliği 167,5 metre. Bu özelliği de müzeye dünyanın en yüksek müzesi ünvanını kazandırmakta. Müzenin teorik kısmını geçip pratiğine gelirsek,

Müzeye ulaşım kolay. Tren istasyonunun karşısındaki Via Roma - San Carlo meydanı - Via Roma doğrultusunda dümdüz devam edilip, Piazza Castello'dan sağa dönülüp Via Po'ya girildiğinde aşağıya doğru yürürken caddenin sonlarına doğru soldaki bir sokakta yer alıyor.

Müzenin önünde oluşan sıra teras+müze için. Yani siz terasa gerek yok müzeyi görsem yeter derseniz sıraya girmenize gerek kalmadan 3 Euro (yanlış hatırlamıyorsam) ödeyerek turunuza başlayabiliyorsunuz. Ama yok Torino'yu kuş bakışı görmeliyim diyenlerdenseniz (ki ben de onlardanım) bu sıraya girip 8 Euro ödeyerek 8 kişilik asansör ile müzenin içinden geçerek teras katına ulaşıyorsunuz. Tavsiyem bunu sisli bir günde yapmayın =))







Teras katından sonra müze turu yukarıdan aşağıya doğru başlıyor. İlk kısımda gölge oyunları, film çekiminde kullanılan teknikler, makinalar ve oyun hileleri anlatılıyor.



Ardından alt katlara doğru ilerledikçe film afişleri, film replikleri ve gösterimleri, çeşitli kamera hileleri karşımıza çıkacak..

                        
                                  


Ve sinema emekçileri, filmlerde kullanılan maskeler vs. derken en alt kata, keyifli pozlar verebileceğimiz aynı zamanda uzanıp, hatta yatıp film izleyebileceğimiz kısımlara geliyoruz. Uzandığımız kısım zaten müzenin ortasında yer alıyor, dolayısıyla gezerken de bunu görebilmek mümkün. Uzandığımız koltukların baş kısmının yanında sağlı sollu hoparlörler mevcut bu sayede gezen insanların sesinden rahatsız olmadan rahatça film izleyebiliyorsunuz..



Biz gittiğimizde Robert Altman'ın filmleri sergileniyordu. Belirli süre aralığında sergilenen posterler, filmler o günün temasına göre değişmekte, sizin şansınıza neyse.. Ayrıca Marilyn Monroe'dan bir kaç orjinal resim ve kullandığı eşyalardan bir kaç parça da müzede mevcut..
Bunların haricinde gezdiğiniz katların içerisinde kalan salonlarına girip Torino'nun eski zamanlarında çekilmiş resimleri, film çekim tekniklerini ya da eski filmlerden karelerini görmeniz mümkün.





Ve tabii ki Torino'da bulabileceğiniz her kartpostalda yer aldığı üzere ve benim makinemden bir sinema müzesi..


Son olarak müze Torino Film festivali zamanında en kalabalık dönemini yaşıyor, size tavsiyem; kasım ortası ya da sonu gibi giderseniz müzedeki kalabalığa hazırlıklı olun! Ve de müzenin karşısında bulunan cafe'den (onların deyişiyle Bar'dan) sıcak çikolata içmeden dönmeyin!



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Trenitalia

Bir Datça hikayesi

Didyma-Didymaion-Didim